Prof. Dr. KAÇALİN Türkçenin Güncel Meselelerini Anlattı

    TDK  Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. KAÇALİN, Kanal A televizyonunda katıldığı “2’den 4’e” programında Türkçenin güncel meselelerine ilişkin soruları cevapladı ve 2017 Türk Dili Yılı’nı anlattı.

    “Tarihinden uzak, kendi tarihini okuyamayan, kendi annesinin Türkçesini konuşamayan bir nesil var.”

    “Türkçenin günümüzdeki görünümünden bahseder misiniz?” sorusuna Prof. Dr. KAÇALİN “Konunun biri iyi biri de kötü olmak üzere iki penceresi var. İyi tarafı Türkçe öğrenmek isteyen dünya ülkeleri ve komşularımız var. Türkçe bir ilerleme, sıçrama içerisine girdi. Yunus Emre Enstitülerimiz Türkçeyi yurt dışında öğretmek için faaliyet hâlinde. Kötü tarafına baktığımız zaman tarihinden uzak, kendi tarihini okuyamayan, kendi annesinin Türkçesini konuşamayan bir nesil var.” dedi.

    “Yük ve eşya kelimeleri arasındaki fark nedir?”

    “Türkçe Sözlük ve Okul Sözlüğü gibi yayınlarınız eğitim öğretim hayatımız için son derece mühim katkılar sunmaktadır. Okullar yeni açıldı; okullarda Türkçenin eğitimi ve öğretimine dair düşünceleriniz nelerdir?” sorusuna Prof. Dr. KAÇALİN öğrenmenin öncelikle hayatın içinde başladığına dikkat çekerek cevap verdi. “Yük ve eşya kelimeleri arasındaki fark nedir?” diye soran Prof. Dr. KAÇALİN, derslerde yalnızca edebî metinlerin işlenmesi durumunda günlük hayatta gerekli olacak bilgilerin eksik kalacağını, yük ve eşyanın farkının bilinmesinin yabancı dil öğrenmeyi kolaylaştıracağını dile getirdi.

   “Dil Bayramı Kutlaması İçin Eylül’ün 26’sında Amasya’da olacağız.”

    Kurumun olağan zamanlarda yaptığı çalışmaların yanında 2017 Yılı Türk Dili dolayısıyla okullarda yarışmalar düzenlediklerini, Türkçenin meselelerini konuşmak üzere bilim adamlarını buluşturduklarını belirten Prof. Dr. KAÇALİN “2017 yılını Cumhurbaşkanlığı himayesinde Türk Dili Yılı ilan etmemiz duyarlılık içindir. Dilin hasarı ve sağlıklılığı konusuna eğilmek, tehlike çanlarının çaldığını söylemek için mart ayında devlet kurumları ve sivil kuruluşlarla toplantı yaparak kendimizi ifade ettik. Dört yılda bir düzenlenen Uluslararası Türk Dili Kurultayı’nın sekizincisini yaptık. Açılış Külliye’de yapıldı. Eylül’ün 26’sında Amasya’da Dil Bayramı kutlması için olacağız.” dedi.

   “Hayat kelimesini kim anlamıyordu da yaşam oldu.”

   “Türkiye’de Türk diliyle yeterince ilmî çalışma yapılıyor mu?” sorusu üzerine ülkemizde ana dili ve yabancı dil ilişkisinin hasarlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. KAÇALİN “Matematik, aritmetik, problem, diskriminant, hipotenüs gibi can alıcı, nirengi noktalarının hiçbirisi Türkçe değil. Bunlar Türkçe olmalıydı ki ben bunlara dayanarak bilemediğim öbürlerini öğrenmeliydim. Tanjant, sinüs, kotanjant, integral bunların hiçbirisi Türkçe değil. Ama aslında o büyüyenleri toplamaktır, küçülenlere inmektir, üçgenin çukurunu bulmaktır gibi anladığımız dille konuşsak o zaman Türkçe eğitim yapıyoruz diyebiliriz.” dedi. Asıl mevzulara değil de başka konulara odaklanıldığını belirten Prof. Dr. KAÇALİN “Hayat kelimesini yaşam yaptık. Hayat kelimesini kim anlamıyordu da yaşam oldu. Hipotenüs duruyor; ders yapamıyoruz; anlayamıyoruz; algılayamıyoruz; üretemiyoruz ama hayatı atmak lazım. Asıl sıkıntı burada.” dedi.

   “Ben buna böyle dedim, olmaz.”

   “Türkçenin kullanılmasında görülen bozuklukları nasıl değerlendiriyorsunuz? Kişi adları, iş yeri adları gibi alanlarda Türkçe açısından yozlaşma var mı?” sorusuna Prof. Dr. KAÇALİN “Ben buna böyle dedim, olmaz. Sen kendince öbür kişiyle böyle anlaşabilirsin ama herkes birden anlaşamaz. Herkes kendince anlaşma vasıtaları üretirse bu sefer anlaşamayan insanlar ortaya çıkar.” diyerek dili kullananların başkalarının geçmiş ve geleceğini tehlikeye düşürmemesi gerektiğine dikkat çekti.