Tehlike Altındaki Diller Konferansı başladı
Türk Dil Kurumu ve Harvard Üniversitesinin paydaşlığı ile Ardahan Üniversitesinde düzenlenen “1. Uluslararası Tehlike Altındaki Diller Konferansı” 13 Ekim 2014 Pazartesi günü Ardahan’da “Tehlike Altındaki Dillere Yönelik Bir Araştırma Merkezi Kurulmasına Dönük Ön Çalıştay” programı ile başladı.
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin’in katıldığı ve Ardahan Üniversitesi, Smithsonian National Museum of Natural History – Asian Cultural History Program (and) Recovering Voices, Foundation For Endangered Languages, Living Tongues – İnstitute for Endangered Langues, Türk-Kırgız Manas Üniversitesi, United Nations Educational and Cultural Organization ile UNESCO Milli Komitesinin katkılarıyla düzenlenen konferans öncesi yapılan çalıştayda ilk sözü Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Mustafa İsen aldı.
Ardahan Üniversitesi Yenisey Konukevi Toplantı Salonu’nda yapılan çalıştaya dünyanın çok farklı bölgelerinden katılan 40 bilim insanı, tehlike altındaki dillerle ilgili tüm insanlığın geleceğini ilgilendiren “bir dil enstitüsünün kurulması” fikrini masaya yatırdı. Ayrıca bilim insanları, tehlike altındaki dillerle ilgili dünyanın çeşitli bölge ve ülkelerinde yapılan çalışmalar, deneyimler ve bilgileri paylaştı.
Prof. Dr. İsen, organizasyonun Ardahan Üniversitesinde düzenlenmesinin önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. İsen, tehlike altındaki dillerin bir bölümünün Kafkasya coğrafyasında yer almasının söz konusu organizasyonun önemini daha da pekiştirdiğini söyleyerek, “Dünyada dil çeşitliliğinin en fazla olduğu coğrafya Kafkasya’dır. Böyle bir çalışmanın daha da geliştirilerek tüm dünyaya yayılabilecek bir araştırma merkezinin kurulmasını temenni ediyorum.” dedi.
Çalıştayda bir konuşma yapan KÜNİB Başkanı ve Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Korkmaz, insanoğlunun hayatında dilin anlam ve önemine değinerek, “Dil, varlığın evidir. Hayatın hakikatini taşıyan tek unsurdur. Tanrı insana dille ulaşır.” diye konuştu. Öte yandan dünyada 7000 civarında lehçe ve şivenin yüzde 80’inin kaybolma tehdidi altında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Korkmaz, “Özellikle Kafkaslar yoğun olarak tükenmekte olan dillerden oluşur. Bu nedenle Kafkasya’da yaşayıp da bu duruma kayıtsız kalmak mümkün değil. Çünkü dillere karşı duyulan saygı varlığa karşı duyulan saygıdır.” diyerek, Üniversitelerinde başlayan tarihi organizasyonun gelecek açısından kritik bir öneme sahip olduğunu aktardı ve söz konusu konferansın bir dil enstitüsü kurulmasına öncülük etmesi temennisinde bulundu.
Toplantıda Gregory Anderson, kaybolan dillerle ilgili bilgi ve belgelerin nasıl toplanacağı hakkında detaylı bilgiler verdi. Ayrıca Anderson, dünya çapındaki çeşitli kurum ve kuruluşların bu konudaki deneyimlerini gündeme getirdi.
Gabriela Pérez Báez, “Seslerin Geri Kazanımı” ve “Yaşamın Nefesi” projelerini anlattı.
Almanya’da dillerle ilgili bir araştırma merkezinin direktörlüğünü yürüten Bernard Comrie, bu alanda yaptıkları çalışmalarda devletten aldıkları desteklerden söz etti. Ayrıca Comrie, dünyanın birçok bölge ve ülkesinde dillerle ilgili çeşitli projeleri hatırlatarak, bu konuyla ilgili gözlem ve deneyimlerini paylaştı.
Mark Turin, bilginin dünyada dağılımı sorunu ve bu konudaki çözüm yollarına değindi. Bilgisayar destekli bilgilerin işlenmesi hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Turin, bu bağlamda bilginin dijitalleştirilmesi ve web ortamında işlenmesi hakkında çeşitli projelerinden bahsetti. Son olarak Turin, dijital bilgi deposu ve arşivlerinin sürdürülebilir olması için devletten finans desteği alınmasının çok önemli olduğunu kaydetti.
Zaman zaman “soru ve cevap” şeklinde yürütülen çalıştayda bilim insanları karşılıklı fikir ve bilgi paylaşımında bulundu.